Dünya'ya hamile kaldığım andan itibarense en sık duyduğum, doğumla berber zirve yapan tavsiyenin bu oluşu da şaşırtmadı beni o yüzden.
"Aman bebeğini emzirebildiğin kadar emzir"..
Siz de, annenizden, kayınvalidenizden, komşudan, sizden önce anne olan arkadaşlarınızdan, doktorunuzdan, akrabalarınızdan hatta televizyondaki kamu spotundan defalarca duymuşsunuzdur.
"Özellikle ilk altı ay bebeğinizi sadece anne sütüyle besleyin."
Eğer sizin ya da bebeğinizin emzirmeyi/emmeyi engelleyen bir sorununuz yoksa kendinizi ve bebeğinizi bu mucizeden mahrum etmeyin bence.
Sadece bir psikolog olarak değil, 14 aydır emziren bir anne olarak da söylüyorum, emzirmek anne ve bebeğinin ruhsal sağlığı için de önemli.
İşte o yüzden, eğer şartlar izin veriyorsa, diğer tüm kaygıları bir kenara bırakın ve bebeğinizi emzirin.
Ama..
Bir de işin diğer boyutu var.
Çeşitli sağlık sorunları nedeniyle emziremeyen, sütü kesilen ya da bebeğinin gelişimi için sütü yeterli olmayan anneler var.
Çevreden gelen "emzir" baskısı, halihazırda hassas olan anneyi daha çok strese sokuyor.
İşte o yüzden sevgili eş, dost ve aile büyükleri..
"Sütün mü yetmiyor acaba?
Aç bu çocuk aç, ondan ağlıyor.
Sırtını örtmüyorsun süt çocuğa gaz yapıyor.
Emzirmiyorsun o yüzden hastalanıyor." demeyin.
Bebeğini tanımaya, ona alışmaya çalışan, en ufak bir aksilikte zaten kendiliğinden, kendini suçlamaya meyilli bir anneyi bu tespitlerinizle daha çok germeyin.
Biz karışmayı, konuşmayı çok seven bir toplumuz. Ama bazı sözler vardır ki, iyi niyetle söylerken bile karşınızdakini sıkar, boğarsınız. İşte durum tam olarak bu. Dilinizin ucuna gelse de, tutun.. Susun..
Buradan sonra yazdıklarım, emziren anneler için.
Çalışan bir anne olsanız bile birkaç ay geceniz gündüzünüz bebeğinizle geçecek. Onu doyurmak, onun kollarınızda sakinleşmesini hissetmek sizi mutlu edecek, tatmin edecek.
Peki ya sonrası?
İşe gitme zamanı geldiğinde ne olacak?
Belki bir süre daha sütünüzü sağıp saklayacaksınız, ama biberonun kolaylığına alışan bebeğiniz artık memeye eskisi kadar hevesle yapışmayabilir. Sağmak, bebeğinizin emmesiyle aynı etkiyi yaratmayacağından sütünüzün azalması ihtimali de var.
İşte bu noktada annenin bebeğiyle en az bir sene geçirebilmesinin ne kadar önemli olduğunu söylemek gerekiyor ki, bu konuya girersek çıkmak zor.
İki sene emzirmenin kamu spotlarıyla öğütlendiği bir ülkede 4 aylık doğum iznini olması ne yaman çelişki..
Neyse..
Bebeğini bırakıp işe gitmek zorunda kalan annelerin çoğu evde oldukları süre içinde, özellikle akşam yatarken, sabah erken saatte kalkınca bebeğini emzirmeye ve bu alışkanlığı sürdürebildiği kadar sürdürmeye çalışıyor. Bu anneyi hem fiziksel hem psikolojik olarak rahatlatıyor.
Bebeğin emzirilmesi sadece sağlıklı bedensel gelişim için değil, sağlıklı ruhsal gelişim için de son derece önemli. Annesinin kokusuyla, teninin sıcaklığıyla, kalp atışını, sesini duyarak emen bebek hem doyar hem de kendini güvende hisseder. Bu sonsuz sevgi kaynağına bağlanır.
Peki anne sütü emmeyen çocuk annesine bağlanmaz mı? Ya da aralarındaki ilişki zarar görür mü?
Elbette hayır.
Bebeğinizi emziremiyorsanız bu da dünyanın sonu değil.
Sizin emzirememekten dolayı kendinizi suçlamanız hem bebeğinize hem de size daha çok zarar verir bunu asla unutmayın.
"Söylemesi kolay" dediğinizi duyar gibiyim.
Haklısınız.
Eğer herhangi bir sebepten istemenize rağmen bebeğinizi emziremiyorsanız, hissettikleriniz sizi yorabilir,üzebilir.
Bebeğime yetemiyorum, onu besleyemiyorum, ileride belki de bu yüzden daha çok hastalanacak diye düşünüyorsunuz muhtemelen.
Uzmanlar ve çevre anneleri emzirmeye ikna etmeye çalışırken, emziremeyen anneler üzerinde nasıl bir baskı kurduklarını unutabiliyor zaman zaman.
Ama unutmayın her anne ve bebeğin yolculuğu kendine özeldir.
Kendi şartlarınız çerçevesinde bebeğinizi en sağlıklı şekilde büyütmek sizin elinizde.
Üstelik hiçbir anne emzirdi diye diğerinden daha iyi ya da emzirmedi diye diğerinden kötü değil!
Emziren annelerin önünde bir dönüm noktası var.
Ne zamana kadar?
Bazı uzmanlar iki yaşa kadar emzirmeyi savunsa da, ben iki yaşın memeden bağımsızlaşma çalışmalarına başlamak için geç kalınmış bir dönem olduğunu düşünüyorum.
Nasıl ki bebeğiniz bezinden kopup tuvalet konusunda özgürleşiyorsa, nasıl ki kelimeleri keşfedip sosyal olarak sizden bağımsızlaşıyor yeni ilişkiler kuruyorsa, nasıl ki adım atmayı öğreniyor sizin bedeninizden bağımsızlaşıp kendi çevresini oluşturuyorsa, beslenme konusunda da bırakın zamanı gelince sizden kopsun..
Bu ayrılık bebeğinizle sizin aranızdaki bağa zarar vermeyecek endişelenmeyin.
Memeden kesme kararını anne verir.
Bebeğin kendiliğinden memeyi bırakması nadirdir.
Anne ne kadar verirse bebek o kadar memeyle arasındaki sıkı dostluğu sürdürür çoğu zaman.
Anne içinse bu kararı vermek daha doğrusu kararı verdikten sonra hayata geçirmek zaman zaman kabus olabiliyor.
Memeyi bırakmak bir bebeğin hayat tarzında gerçekten büyük bir değişimdir.
Bu değişimi anlaması, kabul etmesi, başa çıkması, ayak uydurması gerekir.
Dolayısıyla bebeğinizin hayatında başa çıkılması gereken başka görevlerin olduğu dönemler memeden kesmek için uygun değildir.
Hastalık dönemleri, taşınma, bakıcının değişmesi, annenin işe başlaması, diş çıkarma, tuvalet alışkanlığı kazandırmak için çalışılan zamanlar emzirmeyi bırakmak için doğru zaman değildir. Çocuğun omzuna fazla yük yüklemeyin. Başarması gerekenleri teker teker, sırayla hayata geçirin.
Her bebekte farklı olmakla beraber, 18 ay civarı bir dönemde aşamalı olarak memeden kesmeniz hem sizin için hem de bebeğiniz için işleri kolaylaştırır.
Her bebek ve her anne için "doğru" zaman farklıdır elbette.
Eğer sık sık "artık memeden kesmeli miyim" diye düşünmeye başladıysanız o zaman sizin için doğru zaman yaklaşmış demektir.
Yorgun hissediyorsanız, bir türlü kazandıramadığınız uyku alışkanlığı sabrınızı azalttıysa önce kendinizi sonra da bebeğinizi hazırlamaya başlayın.
Memeden kesme kararı bir gün, aniden alabileceğiniz bir karar değil unutmayın. Hem kendinizi hem de bebeğinizi bu sürece alıştırmalısınız.
Meme bebek için sadece beslenme anlamına gelmiyor dolayısıyla onu bir anda memeden kesmeyin. Bu çocuğu boşluğa düşürebilir. Çocuğunun bocaladığını gören birçok anne, bu hatayı bir başka hatayla telafi etmeye çalışıp yeniden meme verdiğinde işler çok daha karmaşık bir hal alır.
Emzirmeyi bırakma konusunda en uygun yöntem aşamalı olarak azaltmadır.
Bebeğinizi günde ortalama 6 defa emziriyorsanız bunu ilk etapta 5' indirebilirsiniz.
Zaten alışkanlığın süresi uzadıkça bebekler annelerinin memesini yalancı meme yani emzik yerine koymaya başlıyor.
Her ağladığında meme vermek yerine, günde bir-iki sefer dikkatini başka şeylere çekmeye çalışın.
Onunla oynayın, sevdiği aktiviteleri yapın.
Bebeğiniz ilk günlerde belki biraz huzursuzlanabilir.
Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da tutarlı olmanız çok önemli. Tutarlı olabilmek için gece uykuya dalarken gibi kritik bir emzirme seansıyla başlamamamızı öneririm.
Gündüz dikkatini farklı yönlere kolayca çekebileceğiniz bir saatle başlayın.
Her seansı kestiğinizde bir diğerine geçmeden önce en az üç-dört gün beklemelisiniz.
Bu süreyi duruma göre bir haftaya kadar da uzatabilir ya da bir güne kadar indirebilirsiniz.
Bu arada emzirme seansının sayısıyla birlikte emzirme sürenizde de kısaltmalara gitmeniz faydalı olur. Bebek doyduktan sonra bir süre daha memeyle oynamaya devam eder. Bunu hissettiğiniz anda ufaklığın dikkatini bir başka noktaya çekip emzirme seansını bitirmelisiniz.
Emzirme anne ve bebeğin baş başa geçirdiği bir zaman dilimi.
Memeden kesince ufaklığın bu zamanın eksikliğini hissetmesini engellemelisiniz.
Bu alışma döneminde bebeğinizle geçireceğiniz daha fazla kaliteli zaman hem onun hem de sizin boşluğa düşmenizi önler.
Üstelik artık bebeğiniz büyüyor, tensel temasın yanı sıra hatta belki daha çok uyaranlara, ilginize ihtiyacı var.
Babalara da görev düşüyor.
Bebeklerin beslenmesiyle ilgilenmenin tam zamanı babalar.
Bu, birlikte kaliteli zaman geçirmeniz, aranızdaki bağı kuvvetlendirmeniz için de bir fırsat.
Eşinize verdiğiniz destek de cabası. Emin olun bu destek hepinizin hayat kalitesini artıracak.
Farklı Yöntemler
Çevreden duymuş olabilirsiniz. Memeye acı ya da ekşi şeyler sürmek geleneksel ama çoğu zaman başarısızlığa mahkum yöntemlerden biri.
En baştan, tutarlı şekilde kademeli azaltma yöntemiyle süreci çok daha sancısız atlatırsınız.
Ama tabi tercih sizin.
Eğer tüm çabanıza rağmen bebeğiniz memeyi bırakmakta ciddi anlamda direniyorsa, çok ciddi huysuzluk ve yoksunluk belirtileri gösteriyorsa, geldiğiniz aşamada kalın ve bir süre daha fazla ilermeyin.
Demek ki bebeğiniz henüz kendini hazır hissetmiyor.
Bir emzirme seansı azalttıysanız birkaç hafta öyle devam edebilirsiniz. Ama size tavsiyem en başa dönmeyin. Dönerseniz bir sonraki başlangıcınız biraz daha sancılı olabilir.
Ve sevgili anneler..
Eğri oturalım doğru konuşalım.
Çoğu zaman memeyi bırakma konusunda dirençli olan çocuklar değil biz oluyoruz.
Sanki aramızdaki o kimseyle olmayan tensel temas kesilince bir şeyler eksik kalacakmış gibi hissediyoruz.
Başka yollarla, başkalarının kucağında sakinleşmeyen bir bebeğin anne memesinde sakinleşmesi bir kadın için en büyük haz,tatmin,doyum..
Ama..
Aramızdaki o kuvvetli bağın hiçbir şekilde kopmayacağından emin olun.
Ve unutmayın, unutmayalım..
Küçük bebeğimizi zamanı geldiğinde özgür bırakmazsak, onun kendi ayaklarıyla yürüdüğünü görmenin vereceği hazzı hiç tadamayız..
Psikolog Irmak GÜRCAN KERİMOĞLU